EVLİLİKLERDE EŞLER ARASI UYUMUN BAZI DEĞİŞKENLER BAKIMINDAN İNCELENMESİ

0 1.922

TUBİTAK Liseler Arası Araştırma Projeleri yarışması kapsamında “SOSYOLOJİ” alanında hazırlanan projenin tüm raporunu örnek TUBİTAK projesi olması bakımından sizlerle paylaşıyoruz. Sitemizde yine TUBİTAK proje yarışmaları için hazırlanmış, ödül kazanmış veya kazanamamış bir çok proje örneği paylaşıyoruz. Sitemizi takip ederek diğer Sosyoloji, Yazılım, Türk Dili ve Edebiyatı gibi farklı dallarda hazırladığımız projelerden de haberdar olabilirsiniz. Şimdiye kadar sitemizde sizlerle paylaştığımız diğer TUBİTAK Örnek projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

PROJENİN ALANI

SOSYOLOJİ

PROJENİN ADI

EVLİLİKLERDE EŞLER ARASI UYUMUN BAZI DEĞİŞKENLER BAKIMINDAN İNCELENMESİ

ÖZET

Kütahya ili Gediz ilçesinde yapılan bu araştırma, öğrenim düzeyi, evlenme yaşı, evlilik süresi, yaş farkı, çocuk sayısı ve ailenin aylık gelir miktarı gibi demografik ve sosyoekonomik değişkenler açısından evli bireylerin evlilik uyumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Rastgele Örnekleme Yöntemi ile seçilen 244 evli katılımcıya “Evlilik Uyum Ölçeği” ve demografik değişkenlerin bulunduğu anket formu uygulanmıştır. Anketten elde edilen veriler ikili gruplar için t testi ikiden fazla gruplar için tek yönlü varyans analizi yapılarak yorumlanmıştır.

Katılımcıların Evlilik Uyum Ölçeğinden aldıkları puanlar 30 ile 144 arasında değişmektedir. Eşlerin genel evlilik uyum puan ortalaması 104,03 olup, cinsiyete göre incelendiğinde erkek­lerde (105,37) kadınlardan (102,69) yüksektir. Bazı farklılıklar olmakla beraber genel olarak katılımcıların evlilik uyum puan ortalamaları; öğrenim düzeyi, ailenin aylık gelir miktarı, evlenme yaşı arttıkça artmakta, sahip oldukları çocuk sayısı, eşler arasındaki yaş farkı ve evlilikte geçirilen süre arttıkça azalmaktadır.

GİRİŞ

Yeni bir yüzyılla birlikte, tüm dünya toplumlarında olduğu gibi toplumumuzda da meydana gelen hızlı sosyal, ekonomik ve kültürel değişme1erin bir yansıması olarak evlilik ilişkileri de değişmekte, karmaşıklaşmakta, evlilikte yaşanan sorunlar geçmişe oranla çeşitlenmekte ve eşler arasındaki uyum sorunları artmaktadır.( Şener, 2002)

Değişime uğramakla birlikte temel niteliklerini koruyarak devam eden, vazgeçilmeyen bir kültür olgusudur (Özuğurlu, 1990). Evlilik ve aile hakkında bazı eleştiriler yapılmasına rağmen, mutluluk veya sıkıntılarıyla birlikte evlilik insanların büyük çoğunluğu tarafından istenmektedir. Evlilikle birlikte; aile, ailenin ortaya çıkışı, aile tipleri tartışılmaya başlanmış, daha sonra ise aile içi ve eşler arası ilişkiler inceleme konusu olmuştur (Şener, 2002).

Bugün aile, eğitim, siyaset, ordu, din, ekonomi kurumlarında olduğu gibi geçmiş yıllara kıyasla üzerinde daha önemle durulan bir kurum haline gelmiştir (Yıldırım, 1992). Evlilik bağının kurulmasıyla eşler açısından; aynı evde yaşama, müşterek hayatı paylaşma, birbirlerinin alışkanlıklarını benimseme, yeni alışkanlıklar kazanma, toplum içinde evlilik sonucu kazanılan rolleri ve gereksinimleri yerine getirme söz konusudur (Özuğurlu, 1990).

Evleninceye kadar ayrı ayrı ilişkileri ve yaşamları olan kişilerin evlilik sonrası ilişki ve ilgileri yeni bir biçim kazanır. Bu duruma “evlilik ilişkileri” denir. Bu ilişki düzeninde evlilik, karşılıklı dayanışma, toplumsal onaylamayla gerçekleşmiş bir sözleşme ve tüm toplumsal yasaklamalar dışında tutulan gereksinmelerin karşılıklı olarak doyuma ulaştırıldığı kaynaşmadır (Özuğurlu, 1990). Evlilik kurumunun sağlıklı ve başarılı bir şekilde devam etmesinde ise, eşlerin ekonomik, yönetsel, psiko-sosyal olarak evliliklerinin her alanında başarılı ve uyumlu olmaları büyük önem taşır.( Şener, 2002)

Toplumun aksayan yönlerini düzeltebilmek için, işleyişini, nasıl çözümlemeye çalışıyorsak, toplumun temel ekonomik ve psiko-sosyal bir ünitesi olan aileninkini de çözümlememiz gerekir. Ailenin işleyişinde bozukluklar varsa, toplumda da aksamalar ortaya çıkar (Sayın, 1990). Bu nedenle, ailede eşler arası uyumun belirlenmesi önemlidir.

İnsanın doğası gereği evlilikte kadın ve erkek arasındaki uyum eskiden beri önemli bir sorun olmakla birlikte, günümüzde uzmanların ilgilenmesi gereken bir durum haline gelmiştir. Çünkü, eşler arasındaki uyumsuzluklar sadece o evliliğin dağılmasına zemin hazırlamakla kalmamakta, aynı zamanda sosyal bir sorun olarak tüm toplumu ilgilendirmektedir (Burgess, 1998). İçinde yaşadığı toplumunun işleyişine olumlu bir biçimde katılabilmek için, ailenin de belirli bir yapısının ve işleyiş biçiminin olması gerekir. Aile, sadece iki kişinin bir araya gelmesiyle oluşan bir kurum değildir. Her şeyden önce bu iki kişinin birbirine uyması, ailenin sürekliliği için zorunludur (Sayın, 1990).

Evlilikte uyum, farklı kişiliğe sahip eşlerin mutluluğu elde etmek ve müşterek hedeflere ulaşmak için bir bütün olarak birbirlerini tamamlaması olarak tanımlanabilir (Burgess, 1998). Böyle bir uyum evli bireylerin başkaları ile olan ilişkileri ile kendi evlilik yaşamlarındaki doyum, mutluluk ve mutsuzluk gibi tüm duyguları kapsar (Sına, 1989).

Uyumlu bir evlilik, dolayısıyla başarılı bir aile yaşantısı, eşlerin yaşantılarını akıllıca planlamaları ve çabaları sonunda kazanılıp, korunması gereken bir beraberliktir, bu beraberlik uyuşmayı, paylaşmayı, kişilerin görev ve sorumluluklarını olgunca kabullenmesini öngörür (Bilen, 1993). Ai1ede birlik ve beraberliğin oluşabilmesi için eşler arasında; iletişim, değer ve amaçlar, karar verme, evle ilgili faaliyetlerin yürütülme biçimi, yakın akraba ilişkileri, zorunlu etkinlikler dışında kalan serbest zamanın değerlendirilmesi, gelir idaresi v.b. ekonomik, yönetsel ve psikososyal konularda anlaşmaya varılmalı ve uyum sağlanmalıdır(Şener,2002). Aksi takdir de ailenin işleyişinde, birlik ve beraberliğinin sağlanmasında aksaklıklar söz konusu olabilir, ailede anlaşmazlık, duygusal yıkım ve çözülmeler meydana gelebilir (Terzioğlu, 1997). Devlet İstatistik Enstitüsü 1996 verilerine göre ülkemizde boşanma nedenleri arasında ilk sırada %93.9 ile geçimsizlik yani çeşitli alanlarda eşler arasındaki uyumsuzluk gelmektedir (DİE, 1998).

Aile yaşamında eşler arasında uyum sağlanarak mutluluğun elde edilebilmesi için eşlerin; iletişim, değer ve amaçlar, karar verme, evle ilgili faaliyetlerin yürütülme biçimi, yakın akrabalarla ilişkiler, serbest zamanların değerlendirilmesi, gelir idaresi gibi konularda görüş ve çabalarını birleştirmeleri gerekir.

Açık, etkili ve nitelikli iletişim, evlilik başarısını ve mutluluğu pozitif yönde etkiler (Burleson, 1997). İletişim evliliğin başarısında pek çok faktörle ilişkili ve sorunların çözümünde pek çoğundan daha da önemlidir.

Birçok araştırma, her iki eşin de iletişim konusunda başarılı ve istekli olduğu evliliklerin büyük ölçüde mutlu, iletişim konusundaki eksikliğin ise mutsuz evliliklerde ortak nokta olduğunu göstermektedir (Şener, 2002).

Evlilik uyumunda önemli olan bir diğer konu da eşlerin sahip oldukları değer ve amaçlarıdır. Değerler bireylerin yaşamlarına anlam veren ve olması gerekenleri yansıtan davranış ve amaçlar hakkındaki fikirlerdir (Şener, 2002). Her yeni aile, onu oluşturan bireylerin ana babalarından edindikleri, alışkanlıklar, kalıplar ve hislerin, diğer bir deyişle farklı hayat felsefelerinin etkisi altında yaşantılarını kurar ve olayları karşılar. Tamamen farklı hayat felsefesine sahip ailelerden gelen iki insanın evlenmesi durumunda eşlerin gerek ekonomik, yönetsel gerekse psikososyal faaliyet alanları ile ilgili konularda anlaşmakta ve uyum sağlamada zorluk çekeleri de kaçınılmazdır (Bilen, 1993). Ancak eski deneyimlerle, karşılaşılan her yeni olaydan elde edilen tecrübelerin karışımından yeni ailenin de kendine has bir hayat felsefesi, hayat felsefesine dayalı olarak da aile bireyleri arasında bütünlük hissi yaratan ortak değerleri oluşur ve gelişir (Terzioğlu, 1997).

Ailede karar verme modelleri ile ilgili olarak yapılan araştırmaların çoğunda mutlu ve uyumlu evlilikleri olan çiftlerin birlikte karar verme ve uzlaşma oranlarının yüksek olduğu görülmektedir (Schaninger, 1986). Bunun için, evlilikte alınan her karar ve gerçekleştirilen her faaliyette, eşlerin dilek ve arzuları göz önünde bulundurulmuş olmalıdır (Eshleman, 1988). Fakat ailede ekonomik, yönetsel ve psikososyal amaç ve sorumluklar gerçekleştirilirken ve kararlar alınırken eşler arasında zaman zaman sorunlar ortaya çıkabilmektedir (Lasswell, 1991). Bu konulardaki sorunlar ise, evde iletişimi bozan ve dayanışmayı engelleyen, dolayısıyla eşler arası uyumu ve evlilik memnuniyetini azaltan etkenler arasında önemli yer tutmaktadır (Bilen, 1993).

Birçok araştırma, ev içinde ve ev dışında yürütülen evle ilgili faaliyetlerin eşler arasında paylaşıldığı ailelerde evlilik tatmini ve mutluluğunun diğer ailelerden daha fazla olduğunu göstermektedir.

Kadının çalışma yaşamına katılması, eşler arasındaki ilişkilerin değişmesine, geleneksel kadınsı ve erkeksi rol kavramlarının anlamlarını yitirmesine ve değişmesine yol açmakla birlikte, yapılan araştırmalar evle ilgili faaliyetlerin çoğunun hala kadınlar tarafından yerine getirildiğini göstermektedir (Sayın, 1990). Bu eşitsiz dağılım nedeniyle, özellikle çalışan kadınlar açısından iş ve aile sorumlukları taşınması güç bir durum halini almaktadır (Burleson, 1997). Ancak birçok evlilikte kadınların eşlerinden faaliyetlerin paylaşımını istemesi durumunda, genellikle, eşler arasında gerginlik ve tartışma yaşanmakta, tartışma yaşamak istemeyen çoğu kadın memnun olmamasına rağmen, sorumluluk dağılımda eşit olmayan bu durumu, kabul etmek zorunda kalmaktadır. (Collins, 1992).

Toplumsal çevrenin de evlilik ilişkileri ve mutluluğu üzerinde etkisi vardır. Aile içi dinamikleri olarak adlandırılan anne, baba ve yakın akrabalarla ilişkileri kapsayan yakın çevre ilişkilerine bağlı olan iletişim ve etkileşim süreçleri ve bu ilişkilerin kalitesi evliliğin mutlu ve sorunsuz şekilde sürdürülmesinde son derece önemli olmaktadır (Özuğurlu, K).

Evlenen insanların tümü eşiyle hoş vakit geçirmeyi ister. Ortak ilgileri olan insanlar, muhtemelen daha iyi vakit geçirebilir ve birbirlerini daha iyi anlayabilirler. Bununla birlikte eşlerden birisinin serbest zamanlarını tek başına değerlendirmek istemesi durumunda da sorunlar yaşanabilir ve evlilik ilişkisi zarara uğrayabilir, çünkü evlilikte anlamlı ilişkiler eşlerin hoşa giden zevk alınan etkinlikleri paylaşmasıyla oluşur ve artar. Ancak, bu eşlerin bağımsız zaman geçiremeyecekleri anlamına gelmez. Eşler hoşlandıkları bazı etkinlikler için bağımsız olarak belli bir zaman konusunda uzlaşabilir1er(Şener, 2002 ). Evlilik yaşantısında farklı ilgilere sahip olan eşler birbirlerinin ilgi alanları hakkında bilgi sahibi olma veya karşılıklı hoşa giden yeni ilgi alanlarının geliştirilmesi yoluyla da bu konuyla ilgili sorunları çözebilirler ya da bağımsız zaman konusunda uzlaşabilirler (Şener, 2002).

Ekonomik konularda sorunun en önemli yönü gelirin yönetim biçimi üzerinde yoğunlaşmaktadır (Bilen, 1993). Yapılan çeşitli araştırmalarda, ekonomik düzeyi düşük ailelerde, yüksek ekonomik düzeydeki ailelere oranla uyumsuzluk ve boşanma düzeyinin yüksek olduğunun bulunmasına rağmen, bunun tek başına evlilikteki uyumu belirleyici bir faktör olmadığı da belirtilmektedir (Schaninger, 1986). Evlilik uyumunda önemli olan nokta gelirin miktarı ile birlikte eşlerin para idaresi v.b. ekonomik konularda fikir birliğine varmaları ve ortak bir anlayış oluşturmalarıdır.

Eşlerin, aile yaşantısına ilişkin konuları planlama ve uygulamada görüş birliğinde olmaları, aile içi ilişkilere, işbirliğine ilgi göstermeleri sağlam bir aile yapısının oluşmasında önemli rol oynar. Uyumsuz evlilikler ise, kuşaklar yoluyla mutsuz ve uyumsuz evliliklere yol açabilir, çünkü evlilik ile ilgili olumsuz duygu ve yargılar uyumsuz çiftlerin çocuklarına da geçebilmekte uyumsuz ve başarısız evliliklerin zincirleme sürüp gitmesine neden olabilmektedir. Bu durum da ailelerden meydana gelen toplumun yapısını ve gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir (Bilen, 1993).

Araştırmanın Amacı

Toplumun temel birimi ailedir. Bu nedenle ülkelerin gelişimi ve değişimi toplumun çekirdeğini oluşturan ailelerdeki huzur ortamına bağlıdır. Bunda da eşlerin evliliklerinde her alanında başarılı ve uyumlu olmaları büyük önem taşır.

Bu nedenle bu araştırma; demografik ve sosyoekonomik değişkenler açısından bireylerin evlilik uyumlarını belirleyerek ve karşılaştırarak elde edilen bulguların ailelere bu konuda eğitim verecek kurum ve kuruluşların eğitim içeriğini belirlemesinde faydası olacağı umulmaktadır.

Problem Cümlesi

Bu araştırmada evli bireylerin evlilik uyumları demografik ve sosyoekonomik değişkenler açısından farklılaşma durumu var mıdır? Sorusuna yanıt aranmıştır.

Araştırmada, cinsiyet, öğrenim düzeyi, evlenme yaşı, evlilik süresi, eşler arasındaki yaş farkı, çocuk sayısı ve ailenin aylık gelir miktarı gibi demografik ve sosyoekonomik değişkenler kullanılmıştır.

SONUÇ VE TARTIŞMA

 Bu bölümde; evlenme yaşı, evlilik süresi, eşler arasındaki yaş farkı, çocuk sayısı ve ailenin aylık gelir miktarı gibi demografik ve sosyoekonomik değişkenlerin eşler arası uyum düzeylerine etkisini ortaya koymak amacıyla yapılan bu araştırmada elde edilen sonuçlar verilmiştir.

Sonuç Özeti

Araştırmaya 116 kadın 118 erkek katılmıştır.

Araştırma kapsamına alınan eşlerden gerek kadınlar, gerekse erkekler arasında İlköğretim seviyesinde öğrenim görmüş olanlar (kadın: %49,2, erkek: %46,6) önde gelmektedir.

Katılımcılar evlenme yaşlarına göre incelendiğinde; kadınların %32,5’ünün evlenme yaşı 16-19, erkeklerde ise evlenme yaşı 20-24 olanlar (%33,9) ilk sırada yer almaktadır.

Ankete katılan bireyler evlilik sürelerine göre incelendiğinde eşlerin, %30,7 ‘sinin 6-10 yıl, %5,6’sinin 11-15 yıl, %18 ‘sının 0-5yıl ve %18 ‘inin 21 yıldan fazla süre evlidir.

Katılımcıların eşleri ile aralarındaki yaş farkları incelendiğinde; eşlerin %45,9 ‘unun aralarında 1-3 yaş, %25,8’sının 4-6 yaş, %13,9’ unun 7-9 yaş fark vardır. %8,6’sı aynı yaşta,  %5,7’si ise eşleriyle yaş farkı 9 yaştan fazladır.

Katılımcıların çocuk sayıları incelendiğinde; bir çocuk sahibi olanların (%41,0) önde geldiği, bunu sırasıyla iki çocuk ve üç çocuk sahibi olanların (iki çocuk: %38,9, üç çocuk: %11,5) ve çocuk sahibi olmayanların (%6,1) izlediği saptanmıştır.

Araştırma kapsamına alınan katılımcıların aylık gelirlerine göre incelendiğinde; %41,0’inin aylık gelirinin 750-1500 TL, %38,5’inin 1500-2250 TL olduğu belirlenmiştir

Eşlerin evlilik uyum puan ortalamaları cinsiyete göre incelendiğinde; erkeklerin evlilik uyum puan ortalaması (101,10) kadınlarınkinden (98,54) yüksektir. Ancak, cinsiyetler açısından evlilik uyum puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak önemsiz olduğu bulunmuştur.

Öğrenim düzeyleri değişkenine bağlı olarak evlilik uyum puan ortalamaları arasındaki farkın incelendiğinde ilkokul düzeyindekiler ile hem lise hem üniversite, ilköğretim düzeyindekiler hem lise hem üniversite evlilik uyum puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu bulunmuştur.

Evlilik uyum puan ortalamaları evlilik süresi açısından incelendiğinde; evlilik uyum puan ortalamalarının en yüksek olduğu grubun 0-5 yıl, en düşük olduğu grubun ise 21 yıldan fazla evliler olduğu belirlenmiştir. Evlilik süresi bakımından evlilik uyum puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak da önemli olduğu saptanmıştır.

Evlilik süresine ilişkin evlilik uyum puan ortalamaları arasındaki farkın hangi grupların ortalamalar farkından kaynaklandığı incelendiğinde; evlilik süresi 0-5 yıl olanlar ile evlilik süresi 21 yıldan fazla olanların evlilik uyum puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel açıdan önemli olduğu bulunmuştur.

Evlilik uyum ölçeği ortalama puanının en yüksek olduğu grup 30-34 yaş aralığında evlenenlere aittir. Katılımcıların evlenme yaşına ilişkin evlilik uyum puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak da önemli olduğu saptanmıştır

Eşlerin evlenme yaşlarına ilişkin evlilik uyum puan ortalamaları arasındaki fark incelendiğinde; evliliğini 16-19 yaşında gerçekleştirenler ile 30-34 yaş aralığında gerçekleştirenlerin evlilik uyum puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır

Evlilik uyum puan ortalamaları katılımcıların eşleri ile arasındaki yaş farkı açısından incelendiğinde; evlilik uyum ölçeği  puan ortalamalarının en yüksek (111,00) olduğu grubun yaş farkı olmayanlar, en düşük olduğu grubun ise eşiyle yaş farkı 9 dan fazla olan evliler olduğu belirlenmiştir. Eşler arası yaş farkı bakımından evlilik uyum puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlıdır.

Evlilik uyum ölçeği ortalama puanının en yüksek olduğu grup henüz çocuk sahibi olmayan evlilere aittir. (110,87) En düşük puan ortalaması ise 3’ ten fazla çocuğa sahip olanlarındır. Katılımcıların sahip olunan çocuk sayısına ilişkin evlilik uyum puan ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak önemlidir.

Evlilik uyum ölçeği ortalama puanının en yüksek olduğu grup aylık geliri 3000 TL’den fazla olan evlilere aittir. (108,62) En düşük puan ortalaması ise aylık geliri, 750 TL’nin altında olanlarındır.

Öneriler

Araştırmadan elde edilen sonuçlara dayalı bazı öneriler şunlardır;

Ailede birlik ve beraberliğin sağlanabilmesi için gerek evlilik öncesi dönemde gençlere, gerekse evli bireylere yönelik olarak;

  1. Temel insan ilişkileri ve iletişim, ekonomik, fizyolojik ve psikolojik açıdan evliliğe hazır olma, çocuk sayısı ve aralığı gibi evlilik ilişkilerinde son derece önemli olan konularda örgün ve yaygın eğitim kapsamında aileleri aydınlatıcı ve bilinçlendirici eğitim programlarının hazırlanarak uygulanması,
  2. Toplumumuzda genellikle erkeklere göre öğrenim düzeyi daha düşük olan kadınların eğitimine önem verilmesi ve eğitim düzeyinin yükseltilmesi konusunda yapılan çalışmalara verilen desteğin artırılması,
  3. Mevcut medeni yasa hükümlerine rağmen halen ülkemizin birçok yöresinde görülen küçük yaşta evlenmelerin önlenebilmesi gerekli çalışmalar yapılmalısı,
  4. Evlilik uyumunu etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılacak yeni araştırmaların ülke genelinde farklı bölgelere ve yerleşim yerlerine yaygınlaştırılarak toplumun tümüne ulaşılması,
  5. Evli bireylerin ev ve aile yaşamında karşılaşacağı sorunlar karşısında gerektiğinde yardım alabilmeleri aile-toplum merkezlerinin işlerlikleri artırılması sağlanmalıdır.

 KAYNAKLAR

  Baltaş, A.,  Baltaş, Z., (1993) Stres ve Başaçıkma Yollan, Remzi Kilabevi, İstanbul,   s.103.
  Bilen, M., (1983) Ailede, Kurumlarda ve Toplumda Sağlıklı İnsan İlişkileri. Ankara: Teknik Basım San.
  Burgess, E.W., Cottrell, L.S., (1998) Predicting Success or Fai1ure ın Marriage. Newyork: Thoemmes Press.
  Burleson, B.R., Denton, W.H., (1997) The Relationship Between Communication Skill and Marital Satisfaction: Some Moderating Effects. Joural of Marriage and the Family, 59:884-902
  Collins, R, Coltrare, S., (1992) Sociology Of Marriage and the Family. Gender, Love And Property. Chicago: The Nelson-Hall Publishers.
  Çopur, Z., (2001) Aile Değerlerinin Finansman Uygulamalarına Etkisinin İncelenmesi. H.Ü. Ev Ekonomisi Yüksek Okulu. Ev İdaresi ve Aile Ekonomisi Bölümü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara.
  Davidson, B. A., (1984) Test of Equity Theory for Marital Adjustment. Social Psychology Quarterly, 47:36-42.
  Demir, A, Fışıloğlu, H., (1999) Loneliness and Marital Adjustment of Turkish Couples. The Journal of Psychology, 133: 230-240, 1999
  DİE,  (2006),  Boşanma İstatistikleri. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik
  Dumon, W., (1991) Avrupa Topluluğu Ülkelerinde Aile Politikası. (Çev. M. R. EsengüL.) Aile ve Toplum Dergisi. 1:1-11
 
  Eshleman, J.R., (1988) The Family and Introduction. Massachusetts: Allyn and Bacon, Ine.
  Fışıloğlu, H., (2001) Consanguineous Marriage and Marital Adjustment ın Turkey. The Family Joural: Counseling and Therapy for Couples and Families, 9: 215-222
  Fışıloğlu, H., Demir, A., (2000) Applieability of the Dyadie Adjustment Scale  for  Measurement  of Marital Quality With Turkish Couples,  European Joual of Psycologica1 Assessment, 16 (3): 214-218
  Hasta, D., (1996) Ev İşi Paylaşımı ve Ev İşi Paylaşımında Hakkaniyet AIgısı ile Evlilik Doyumu İlişkisi. A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara

Proje çok uzun olduğundan burada hepsini paylaşmadık. Tüm raporu alttaki linkten indirebilirsiniz.

Buradan İndirebilirsiniz. –> Örnek TUBİTAK Projesi Eşler arası Uyum

Sitemizde TEKNOFEST Proje Yarışmaları, TUBİTAK Araştırma projeleri ve TUBİTAK 4006 İçin hazırladığımız örnek projeleri bulabilirsiniz.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku